28 Nisan 2014 Pazartesi
Çocukluğumdan Bir Başarı Hikâyesi
İlkokuldayken, sınıf öğretmenimiz beni çok severdi. Bunun sebebi de ders sırasında uslu uslu dersi dinlemem ve dersi engelleyici hiçbir davranışta bulunmamamdı. Öğretmenimiz, bu meziyetimden dolayı devamlı beni örnek gösterir ve bana övücü sözler söylerdi(Ayrıca bunda kendi oğluna benzeyişimin de etkisi bulunmaktaydı).
4. Sınıfta okurken bir derste öğretmenimiz şu soruyu sormuştu: "Dünyanın; ekvatordan şişkin, kutuplardan basık olan kendine has şekline ne denilir?
Bu sırada sınıfta bulunan arkadaşlarım -belli bir süre geçmesine rağmen- soruyu cevaplandırmak için ellerini kaldırmamışlardı. Ben ise, bu sorunun cevabını biliyordum. Hiç vakit kaybetmeden parmağımı kaldırıp söz hakkı istedim ve soruyu cevapladım: "GEOİD"
Bu sorunun cevabını sadece benim vermem sebebiyle öğretmenimiz, sınıf arkadaşlarımın beni alkışlamalarını istedi. Alkışlar benim için başlayınca o küçücük yüreğimde bir sevinç rüzgârı esmeye başladı. Bu sevinç rüzgârı, küçük de olsa başarmanın etkisiyle oluşmuş tatlı bir rüzgârdı.
27 Nisan 2014 Pazar
Televizyon İçin Ağlanır mı?
Bu soruya şimdi olsa, çoğu kimse "evet" demezdi herhalde. Ama ben çocukluğumda "televizyon" için ağlamıştım. 9 yaşındaydım. O gün ailemle birlikte misafirliğe gitmiştik. Ben o zamanlarda "çizgi film" hastası olmuştum, diyebilirim. zaten sadece TRT'nin bir kaç kanalı yayın yapıyordu o yıllarda. O gün de birkaç çizgi film yayınlanacaktı. Ancak bir sorun vardı. Misafir olarak gittiğimiz evin televizyonu bozulmuştu.
Bu durumun farkına varan ben, buna çok üzülmüştüm. O kadar ki, ağlayıp sızlamaya başladım. He-Man ve Voltran gibi çizgi filmleri o gün izleyememenin üzüntüsüyle ağlamamı bir süre devam ettirdim. Bunu gören ev sahibi amcamız, bu duruma kayıtsız kalmamak ve bir çocuğun gönlünü hoş etmek için hemen bir televizyon tamircisi çağırdı. En sonunda televizyon tamir edilip izlenebilir hâle geldi. Ne var ki, benim izlemek istediğim çizgi filmler de sona ermişti. Buna rağmen evde bulunan bayanlar sevinmişlerdi bu duruma.
Neden mi? Çünkü onlar da o gün yayınlanacak olan "Çiçek Abbas" isimli sinema filmini izleme imkânına kavuşmuşlardı. Benim sayemde böyle bir durum gerçekleştiği için bana şöyle dediler: "Babamız sırf senin ağlaman sebebiyle televizyonu tamir ettirdi. Yoksa çok uzun süre bu televizyon böyle bozuk bir hâlde kalacaktı."
Bu sözleriyle aslında bana olan minnettarlıklarını dile getirmişlerdi. Sonraki yıllarda da bu hatıramı devamlı olarak yâd etmekten geri durmayacaklardı. Ben de bu olayı ne zaman hatırlasam, hep şu soru aklıma gelir: "Bir Çocuk televizyon için ağlar mı?" sağlıcakla kalın...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)