5 Mayıs 2014 Pazartesi

Lisedeki Aşure Günü Olayı

       



        Lise 2. sınıfta okuyordum. O sıralarda dinî konulara merak sarıyor ve dindâr bir hayat yaşamaya çalışıyordum. Nerde nasıl hareket edileceğini bilemiyordum bu ergenlik döneminde. Düşüncelerim ve davranışlarım ham hâldeydi, pişmemiştim anlayacağınız. Dolayısıyla dini anlatma ve yaşatma hususlarında da bu durum geçerliydi.
       Bir gün sınıftaki yazı tahtasına –ertesi gün Aşure Günü olduğu için- teneffüste şöyle yazmıştım:

       “Yarın Aşure Günüdür. Herkes Oruç tutsun.”


       Teneffüs bittikten sonraki ders, dilbilgisi dersiydi. Dilbilgisi hocamız, İslâm diniyle pek barışık biri değildi. Sınıfa girdikten sonra benim yazım gözüne ilişti. Daha sonra da kızgınlıkla şu sözleri kullandı:


       “Bu yazıyı tahtaya kim yazdı? Bu, siyasî içerikli bir yazıdır. Kim yazdıysa çıksın ortaya!”


       Ben, ilk başlarda çekindiğim için hemen söylemedim benim yazdığımı. Ancak hocanın şöyle demesiyle birlikte ortaya çıkmaya karar verdim:


      “Bu yazıyı kim yazdıysa, söylesin. Yoksa onu ne yapar eder bulur, disiplin kuruluna gönderirim.!”


      Ve ortaya çıkmak zorunda kaldım. Sonra da beni itham eder tarzda konuşarak konuyu farklı yerlere çekmeye başladı. “Neden böyle yapıyorsun? Kim oruç tutuyorsa tutsun. Sen ne karışıyorsun! Sana mı kaldı başkalarının ibadet etmesi!” gibi kırıcı ve incitici laflar ederek psikolojik olarak beni olumsuz etkilemeye çalıştı. Devam eden sözlerinde ise, konuyu tamamen mecrasından saptırıp İran devletiyle bağdaştırma gafleti içerisine girdi. Yok, İran’dan Türkiye’ye gelen kadınlar; İstanbul’a gelene kadar çarşaflarını bırakıp yavaş yavaş açılıyorlarmış da, İstanbul’a geldikten sonra mini etekle dolaşmaya başlıyorlarmış!!!”


      Öyle akla zarar sözler söyledi ki, duyanlar beni din istismarcısı bir insan zannedeceklerdi neredeyse. Daha sonra derse başlandı ve ödevler kontrol edildi. Ödevler kontrol edilirken bir ara –kafasına dank mı etti, artık ne olduysa- işi tatlıya bağlamaya çalışıp: “Ulan bize eski günleri hatırlattın Veysel! Eskiden ninem de Aşure Gününde aşure yapardı. Ağzımızı sulandırdın.” şeklindeki sözleri sarf etti.

     Tabiî bu, beni az da olsa yatıştırmıştı; ama başta söylediği sözlerin toy bir delikanlıda açtığı yaraya merhem olamamıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder